Öğretmen-Veli İlişkisi Nasıl Olmalı?

Alt Başlıklar

Öğretmen–veli ilişkisi, eğitim sürecinin en görünmeyen ama en belirleyici unsurlarından biridir. Çünkü bir çocuğun öğrenme yolculuğu yalnızca okulda değil, evde de şekillenir. Öğrenci okulda öğretmenin yönlendirmesiyle, evde velisinin desteğiyle gelişir. Bu yüzden öğretmen veli ilişkisi öğrenmenin iki ayağını birbirine bağlayan görünmez bir köprü gibidir.

Ancak çoğu zaman bu ilişki, karşılıklı anlayıştan çok beklenti farklarıyla tanımlanır. Veli öğretmenden daha fazlasını ister, öğretmen veliden daha çok anlayış bekler. Arada kalan ise çocuğun gelişimidir. Oysa veli öğretmen ilişkisi, bir denetim değil, bir iş birliği alanı olmalıdır.

Bir koç öğretmen olarak ben, bu ilişkinin merkezine “çocuğun yararını” koymayı seçiyorum. Çünkü eğitim öğretimde veli, öğretmen ve öğrenci ilişkisi doğru kurulduğunda; iletişim yerini güvene, güven ise ortak gelişime bırakır. Öğretmen–veli ilişkisini yeniden düşünmenin zamanı geldi.

Öğretmen-Veli İlişkisini Bir İletişim Değil, İş Birliği Alanı Olarak Gör

Birçok öğretmen için veliyle iletişim, yalnızca bilgi paylaşımından ibarettir. Notları açıklamak, davranışları bildirmek, toplantıda birkaç cümle kurmak… Ancak öğretmen veli ilişkisi bundan çok daha fazlasıdır. Gerçek anlamda iletişim, sadece konuşmak değil; birlikte düşünmek, birlikte çözüm aramaktır.

Veli öğretmen ilişkisi bir çatışma alanı değil, ortak amaç alanı olduğunda çocuk kazanır. Öğretmen sınıfta yönlendirir, veli evde destekler. Bu iş birliği ise öğrencinin akademik başarısının ötesinde, özgüvenini ve öğrenmeye karşı tutumunu da şekillendirir.

Eğer öğretmen–veli bağı sadece “bilgilendirme” üzerine kurulursa, ilişkide mesafe oluşur. Ama iki taraf da birbirini dinlemeye başlarsa, eğitim süreci çok daha bütüncül bir hâl alır. İşte bu yüzden, veli ve öğretmen ilişkisi bir iletişim değil, bir ekip çalışmasıdır.

Veli-Öğretmen İlişkisi Neden Önemlidir?

Çocuğun öğrenme süreci okul duvarlarıyla sınırlı değildir. Evde kurulan iletişim, okulda yürütülen eğitimin devamıdır. Bu nedenle veli öğretmen ilişkisi neden önemlidir sorusunun cevabı, öğrencinin gelişiminde gizlidir. Öğretmen ne kadar yönlendirirse yönlendirsin, veliyle kurduğu bağ güçlü değilse öğrenme yarım kalır.

Bir öğretmen, sınıfta öğrenciyi ne kadar iyi tanırsa tanısın, evdeki koşulları bilmeden o tablo eksik kalır. Aynı şekilde veli de çocuğunun okulda yaşadıklarını öğretmenden duymadığında, sürecin yalnızca bir kısmını görebilir. Bu eksiklikleri tamamlayan şey sağlıklı iletişimdir.

Okullarda veli ve öğretmen ilişkisi, bir raporlama değil, iş birliği süreci olmalıdır. Çünkü çocuk, iki tarafın da kararlılığını hissettiğinde öğrenmeye güvenle yaklaşır. Veli ve öğretmen aynı dili konuştuğunda, öğrencinin iç dünyasında da denge oluşur.

Eğitim-Öğretimde Üçlü Denge: Öğretmen, Öğrenci ve Veli İlişkisi

Eğitim, tek yönlü bir süreç değildir. Bir öğrencinin gelişimi, öğretmenin rehberliği, velinin desteği ve öğrencinin çabası arasında kurulan dengeyle şekillenir. Bu yüzden eğitim öğretimde veli öğretmen öğrenci ilişkisi, bir zincirin halkaları gibidir. Biri zayıfladığında, diğerleri de etkilenir.

Öğretmen sınıfta akademik rehberdir; veli, evde çocuğun öğrenmeye bakışını şekillendirir. Öğrenci ise bu iki dünyanın kesişim noktasındadır. Eğer öğretmen ile veli aynı hedefte buluşamazsa, öğrencinin kafası karışır. Bir taraf yön gösterirken diğeri eleştirirse, öğrenme süreci destek yerine baskıya dönüşür.

Bu nedenle üçlü ilişkiyi denge içinde tutmak gerekir. Öğretmen öğrenciyi anlatırken, veli anlamaya çalışmalı; veli bir durum paylaştığında, öğretmen savunmaya değil çözüme yönelmelidir. Eğitimde sürdürülebilir başarı, bu üçlünün birbirini tamamlamasıyla mümkündür.

Okullarda Veli ve Öğretmen İlişkisini Güvene Dayandır

Bir okulun atmosferi, sadece öğrenciler arasındaki ilişkilere değil, öğretmen ve veliler arasındaki iletişime de bağlıdır. Okullarda veli ve öğretmen ilişkisi sağlıklı olduğunda, öğrencinin öğrenme ortamı da daha güvenli ve destekleyici hale gelir.

Güven, bu ilişkinin en sessiz ama en güçlü bileşenidir. Veli, öğretmenin çocuğuna değer verdiğini hissettiğinde; öğretmen, velinin sürece saygı duyduğunu gördüğünde iletişim kendiliğinden güçlenir. Karşılıklı güvensizlik ise her iki tarafı da savunmaya iter. O zaman öğrenci arada kalır, ilişkideki gerginliği sezerek öğrenmeden uzaklaşır.

Bir koç öğretmen olarak benim gözlemim şu: Güven, büyük sözlerle değil, küçük davranışlarla inşa edilir. Velinin geri bildirimine kulak vermek, öğretmenin emeğini takdir etmek ya da yalnızca dinlemek bile o bağı güçlendirir. Gerçek iletişim, güvenin üzerine kurulduğunda anlam kazanır.

Sınıf Yönetiminde Veli ve Öğrenciyle Aynı Hizada Kal

Sınıf yönetimi, bir tek kuralları uygulamakla ilgili değildir. Gerçek sınıf yönetimi, öğrenciyi anlamak ve onu çevreleyen sistemi bir bütün olarak görebilmektir. Bu sistemin içinde veli, sessiz ama etkili bir paydaştır. Bu yüzden sınıf yönetimi öğretmen öğrenci veli ilişkisi, bir ekip çalışması gibi düşünülmelidir.

Öğrencinin davranışını disiplin açısından değerlendirmek kolaydır. Ama o davranışın ardındaki duyguyu anlamak, öğretmenin rehberlik yönünü güçlendirir. Bu noktada veliyle kurulan doğru iletişim, öğretmene öğrencinin iç dünyasını anlaması için önemli ipuçları verir.

Öğretmen, veli ve öğrenci arasındaki çizgi, bir otorite hattı değil, bir öğrenme ortaklığı hattı olmalıdır. Aynı hizada durmak, herkesin kendi rolünü bilmesi demektir. Öğretmen yönlendirir, veli destekler, öğrenci deneyimler. Bu denge sağlandığında sınıf yönetimi kolaylaşır, öğrenme ilişkisi daha doğal bir akış kazanır.

Veli ve Öğretmen İlişkisini Savunmadan Değil, Anlamaktan Kur

Her iletişimde olduğu gibi, öğretmen–veli ilişkisinde de en büyük engel savunmaya geçmektir. Velinin bir cümlesi öğretmende, öğretmenin bir yorumu velide direnç yaratabilir. Oysa bu ilişki, haklı çıkma çabasına değil, birbirini anlamaya dayanmalıdır.

Veli öğretmen ilişkisi önemi tam da burada ortaya çıkar. Öğrencinin gelişimini konuşurken iki tarafın da aynı hedefe odaklanması gerekir. Veli, öğretmeni sorgulamak yerine sürecin parçası olmayı; öğretmen ise veliyi eleştirmek yerine dinlemeyi seçtiğinde gerçek iş birliği başlar.

Bir öğretmen için iletişimin amacı, karşısındakini ikna etmek değil, anlamaktır. Çünkü anlamak, değişimin ön koşuludur. Veli ve öğretmen ilişkisi anlayışa dayandığında, öğrencinin gelişimi artık bireysel bir sorumluluk değil, ortak bir yolculuk haline gelir.

Sonuç – Aynı Tarafta Olduğunu Hatırla

Her veli toplantısında, her mesajda, her kısa görüşmede aslında aynı amaç paylaşılır: çocuğun gelişimi. Fakat bazen bu ortak hedef, iletişim kazaları ve yanlış yorumlar arasında görünmez hale gelir. Oysa öğretmen veli ilişkisi, bir mücadele değil; öğrencinin iyiliği için verilen ortak bir çabadır.

Öğretmen de veli de kendi penceresinden çocuğu korumaya çalışır. Biri sınıfta, diğeri evde… Farklı roller, aynı niyet. Bu farkındalık korunduğunda iletişim yumuşar, güven güçlenir, çocuk da bu denge içinde kendini daha güvende hisseder.

Benim için iyi bir veli öğretmen ilişkisi, kimsenin haklı çıkmadığı ama herkesin anlaşıldığı bir ilişkidir. Çünkü eğitim, ancak aynı tarafta durduğumuzda anlam kazanır. Öğrencinin gelişimi için el ele veren her öğretmen ve veli, sistemin eksik bıraktığı bir alanı birlikte tamamlar.

Koç Öğretmen Olma Yolculuğuna Katıl

Öğretmenlik, sadece bilgi aktarmak değildir. Öğrenciyi, veliyi, hatta kendini anlamayı da gerektirir. Bu anlayış derinleştikçe öğretmenlik, bir meslekten çok bir rehberlik biçimine dönüşür.

Eğer sen de öğretmenliğini daha bilinçli, daha farkında ve daha etkili hale getirmek istiyorsan, Koç Öğretmen Eğitim Programı tam sana göre. Bu programda öğretmenlik becerilerini yeniden keşfeder, sınıfındaki ilişkilere yeni bir bakış açısı kazandırırsın.

Program iki modülden oluşuyor:

  1. Koçluğa Giriş ve İlk Adım Eğitimi
  2. Koçlukta Ustalık ve Derinleşme Eğitimi

Çünkü değişim, öğrenciden değil öğretmenden başlar.
Sen değiştiğinde, sınıfın da değişir.

Daha Fazla İçerik