Sınıf yönetimi sorunları, bir öğretmenin meslek hayatındaki en görünür mücadele alanlarından biridir. Dışarıdan bakıldığında sadece “öğrencileri susturmak” gibi algılanabilir ama sen de biliyorsun ki bu iş sadece disiplinle ilgili değil. Sınıf dediğimiz yer; duygu, ilişki, güç, sınır, beklenti ve güvenin iç içe geçtiği dinamik bir alan.
Eğer her sabah sınıfa girerken “Bugün acaba nasıl geçecek?” sorusu kafandan geçiyorsa ya da dersin sonunda tükenmiş hissediyorsan, yalnız değilsin.
Bu yazıda sınıf yönetimi sorunlarına nasıl yaklaşabileceğimizi, öğretmen olarak kendi rolümüzü nasıl güçlendirebileceğimizi ve koçluk yaklaşımının bu sürece nasıl destek olabileceğini birlikte konuşalım.
Sınıf Yönetimi Sorunlarıyla Karşılaştığınızda Nereden Başlamalısınız?
Sınıf yönetimi sorunlarıyla karşılaştığında ilk refleks genellikle dışarıya odaklanmak olur: “Öğrenciler çok saygısız”, “Bu sınıfla kim başa çıkabilir ki?”, “Aileler de ilgisiz…” Bunlar elbette gerçek olabilir. Ama sınıf yönetimi sorunları varsa çözüm içeride başlar.
Sınıf yönetimi sorunları yüzünden yaşadığın zorlukları çözüme kavuşturmak için önce ne yaşadığını fark etmek gerekir. Sınıfta seni en çok zorlayan durum ne? Bu duruma her seferinde nasıl tepki veriyorsun? Hangi davranışların işe yarıyor, hangileri seni daha da yoruyor?
Benim koçluk sürecinde öğretmenlere en çok sorduğum şeylerden biri bu: Sınıf yönetimi sorunlarını yönetmeye çalışırken kendini nasıl hissediyorsun? Çünkü his, davranışı yönetir. Sınıf yönetimi de bunun tam merkezindedir.
Sınıf Yönetiminde En Sık Görülen Sorunlarla Nasıl Başa Çıkılır?
- Dersi dinlemeyen öğrenciler
- Sürekli konuşan ya da dikkat dağıtanlar
- Sınır tanımayan davranışlar
- Sınıf içi gruplaşmalar ve dışlanmalar
Bunların hepsi klasik sınıf yönetiminin zorlukları arasında yer alır. Ama bu sorunların hiçbiri, tek yönlü bir çözümle ortadan kalkmaz. Her sınıfın, her öğrencinin ve her öğretmenin dinamiği farklıdır. Dolayısıyla sınıf yönetiminde karşılaşılan sorunlar da standart reçetelerle değil, öğretmenin kendi iç sesine ve farkındalığına odaklanarak çözülür.
Koçluk temelli etkili sınıf yönetimi, burada devreye girer. Çünkü bu yaklaşım öğretmene “Ne yapmalısın?” demez. Bunun yerine “Senin için ne işe yarıyor?” sorusunu sordurur.
Bu tür sorunların öğretmenlik kariyerinde nasıl kırılma noktalarına dönüştüğünü Öğretmenlik Kariyerinde Kırılma Noktaları ve Destek Almak başlıklı yazımda paylaştım. Dilersen hemen okuyabilirsin.
İstenmeyen Davranışlara Karşı Etkili Müdahale Yöntemleri Nelerdir?
İstenmeyen davranış dediğimiz şey, bazen sadece bir çağrıdır. Öğrenci o an “Fark edilmek istiyorum” ya da “Sınırlarını zorlamak istiyorum” diyordur. Ama biz çoğu zaman buna ya ceza ile ya da yok sayarak tepki veririz.
Benim öğretmenlerle yürüttüğüm çalışmalarda en çok fark yaratan şey şu oldu: Davranışı susturmaya çalışmak yerine anlamaya çalışmak. Bu, yumuşak olmak demek değildir, etkili olmak demektir.
Tepkilerimiz sadece o ana değil, yıllardır üzerimize sinmiş bazı alışkanlıklara da yanıt verir. Herkese karşı dikkatli olmamız gerektiği, bazen iç sesimizi kısmamız gerektiği öğretilmiştir.
- Davranışı gözlemle, etiketleme.
- Arka plandaki ihtiyacı hisset.
- Sakin ama net bir sınır koy.
- Sürekli değil, kararlı ol.
Etkili sınıf yönetimi, bu tarz mikro müdahaleleri alışkanlığa çevirmektir. Bu da ancak farkındalıkla mümkündür.
Sınıf İklimini Düzeltmek İçin Hangi Alışkanlıklar Edinilmeli?
Bir sınıfın havası, sadece ders anlatımına değil; öğretmenin tonuna, yüz ifadesine, kullandığı dile ve öğrencilerle kurduğu mikro ilişkilere bağlıdır. Sınıf yönetimine etki eden faktörler, bazen görünmez ama çok güçlüdür.
Peki sınıf iklimini dönüştürmek için ne gibi alışkanlıklar edinilmeli?
- Göz teması kurmak ve ismen hitap etmek
- Günün başında sınıfla küçük bir bağ kurmak (basit bir soru, kısa bir sohbet)
- Hatalarda yargılamak yerine süreci konuşmak
- Sınıf içinde öğrencilerin söz hakkı ve katılımını artırmak
Unutma, sınıf yönetiminin dezavantajları en çok otomatikleşmiş, sorgulanmayan alışkanlıklardan beslenir. Küçük değişiklikler, büyük dönüşümlerin başlangıcıdır.
Koçluk Yaklaşımı Sınıf Yönetiminde Nasıl İşe Yarar?
Koçluk, öğretmene dışarıdan bir reçete sunmaz. Onun yerine iç kaynaklarıyla yeniden bağlantı kurmasına yardımcı olur. Sınıf yönetimi sorunlarıyla baş etmek için öğretmenin kendi sesini duymaya, kendi yaklaşımını inşa etmeye ihtiyacı vardır.
Benimle çalışan öğretmenler koçluk sürecinde genellikle şunu fark eder: “Benim yöntemim buymuş ama üzeri kapanmış.” ya da “Şunu aslında hep yapıyordum ama bilinçli değildim.”
Koçluk temelli etkili sınıf yönetimi, öğretmenin sezgilerini, gözlemlerini ve değerlerini eyleme geçirecek alanı oluşturur.
Etkili sınıf yönetimi için ise güvenli bir ortam yaratmanın önemine Öğretmenlerde Psikolojik Güvenlik Nedir? yazımda değindim.
Sınıf Yönetimi Zorluklarında Öğretmen Kendi Rolünü Nasıl Güçlendirir?
Sınıf yönetimi sadece öğrenci davranışlarını yönetmek değil, aynı zamanda öğretmenin kendi duygularını, tepkilerini ve sınırlarını yönetmesi anlamına gelir. Yani yönetim, öğretmenin içinden başlar.
- Önce kendi sınırlarını fark et, sonra sınıfta uygula.
- Kendi ses tonunu, hızını, mimiklerini gözlemle.
- “Ben bu sınıfa nasıl bir enerjiyle giriyorum?” sorusunu sor.
Sınıf yönetiminde öğretmenin rolü ve görevleri, akademik bir programı yürütmek değildir. Aynı zamanda sınıfın psikolojik liderliğini üstlenmektir ve sınıf yönetiminde liderlik ise farkındalıkla başlar.
Destek Almak Neden Önemlidir? Öğretmen Koçluğu Ne Katar?
Bazen en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, sadece anlatabilmektir. Koçluk, öğretmenin sadece mesleki becerilerine değil, iç dünyasına da alan açar. Sınıf yönetimi sorunları ve çözümleri üzerine düşündüğümüzde, gerçek çözüm çoğu zaman “başkaları ne yaptı” değil, “benim için ne mümkün” sorusundan çıkar.
Ben öğretmen koçluğu yaparken, her öğretmenin çözümünü kendisinin bulduğunu gördüm. Çünkü doğru sorularla, güvenli bir alanda, o çözüm zaten içimizde vardır.
Sınıf yönetiminde iletişim, etkili öğretmen davranışları, motivasyon ve yeni yaklaşımlar gibi tüm kavramlar, ancak öğretmen kendi gücüne bağlandığında anlam kazanır.
Çünkü herkesin duymadığı ama senin içinde sürekli tekrar eden bir cümle vardır. Bazı şeyleri dışarıda söyleyemezsin; ama içten içe birinin seni duyduğunu bilmek bile iyi gelir.
Son Söz: Yönetmek Değil, Güçlenmek
Sınıfı yönetmeye çalışmak çoğu zaman dışarıdan bir mücadele gibi görünür. Oysa gerçek yönetim, öğretmenin kendi iç dengesine ulaşmasıyla başlar.
Eğer her gün sınıfa daha yorgun, daha tahammülsüz ya da daha isteksiz giriyorsan bu sadece senin hatan değildir. Ama senin sorumluluğun olabilir.
İşte bu noktada koçluk, seni yargılamadan, şekillendirmeden, sadece senin kendi gücünü yeniden bulmana yardım eder.
Çünkü bazen, sadece biri bize “Dur, bir bak bakalım ne oluyor orada?” demelidir.
Ben bunu demek için buradayım.